Denizcilik sektöründeki zorlu çalışma koşulları ve sektörün küresel yapısı, yalnızca ulusal mevzuatla yetinilmeyip uluslararası düzenlemelerin de yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu doğrultuda, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 1920 yılından itibaren denizcilik işkoluna ilişkin çeşitli çalışmalar yürütülmüş, gemi adamlarının haklarına dair düzenlemeler içeren birçok sözleşme hazırlanmıştır. 1920 ile 1996 yılları arasında kabul edilen toplam 69ILO sözleşmesi, zamanla ihtiyaçlara cevap veremez hale gelince, bu sözleşmeler birleştirilerek günümüz koşullarına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş ve Maritime Labour Convention – MLC 2006 kabul edilmiştir.
Türkçeye "Denizcilik Çalışma Sözleşmesi" olarak çevrilen MLC 2006 ile, gemi adamlarının denizdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve hak ve özgürlüklerinin dünya çapında güvence altına alınması hedeflenmiş; bu amaç doğrultusunda yeknesak ve bağlayıcı kurallar öngörülmüştür.
Sözleşme; 7 Şubat 2006 tarihinde Cenevre’de kabul edilmiş, 20 Ağustos 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe girmesinden sonra sırasıyla 2014, 2016, 2018, 2020 ve 2022 yıllarında yeni düzenlemelerle güncellenmiştir.
Günümüzde deniz iş hukukunun en önemli uluslararası kaynaklarından biri olan MLC 2006, Türkiye tarafından imzalanmış; 25 Mart 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6898 sayılı “Denizcilik Çalışma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile onay süreci başlatılmıştır. Ancak, onay süreci henüz tamamlanmadığı için Türkiye hâlen sözleşmeye taraf değildir. Türkiye sözleşmeye taraf olmasa da sözleşmeye taraf olmayan devletler dahi liman devleti yetkisi kapsamında MLC 2006’nın öngördüğü denetimlere tabi tutulabilecek ve yaptırım uygulanabilecektir.
Sözleşmenin kapsamında olan başlıklar ise şu şekildedir:
-Gemi adamlarının gemide çalışabilmesi için asgari şartlar
-İstihdam koşulları
-Konaklama, dinlenme ve eğlence tesisleri, kumanya
-Sağlığım koruması, tıbbi bakım, refah ve sosyal güvenlik koruması
-Uyum ve denetim mekanizmaları
MLC 2006, denizcilik sektöründe uluslararası standartları belirleyerek hem gemi adamlarının refahını artırmayı hem de küresel rekabetin adil şartlarda yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu yönüyle yalnızca gemi adamları için değil; aynı zamanda armatörler ve devletler için de büyük önem taşımakta, bu üçlü yapı arasında denge kuran bir çerçeve sunmaktadır.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.